hesabın var mı? giriş yap

  • - uzun bir süre, öndekinin ensesine, boş karatahtaya, pencereden dışarıya ya da asistanin ayakkabisina bir süre baktiktan sonra gelen tuhaf bir ilhamla, birden kağıda saldırıp yazmaya başlıyanlar

    - öne arkaya sallanarak düşünenler (bir tür trans.. bilgi kırıntılarını beyindeki uygun kıvrıma denk getirmek için olabilir. belki bi tür tilt gibi.. ama korkutucu, otistik bir görünüm)

    - kendi kendine konusup, tartışan, gülümseyenler (bu da korkutucu olabiliyor)

    - sınav sonuna kadar kafa kaldirmadan aralıksız yazan, ya cok çalışkan, ya da inanılmaz yaratıcılık ve hayalgücune sahip kişiler

    - asistana uzun uzun bakip kafasini kalemle kaşıyanlar (tabi o anda asistani gormuyor olmalilar)

    - iki el gereken durumlarda, (çantadan birşey çıkartmak gibi) kalemi tarzan'ın bıçağını ağzında taşıdığı şekilde ağzına alanlar

    - soruları seyrederken, elini yumruk yapıp ağzına vuranlar, yumruğunu ısıranlar (keşke calişsaydim türü basit bir pişmanlik ve suçluluk hareketi olabileceği gibi, acı şokuyla hatirlatma çabasi da olabilir)

    - kızlarda, bir derin nefes alip, kalemi saça gecirip, kagida kapananlar ("tamam şimdi basliyoruz! saçtanmis meğer..")

    - silgi pisligine bulanmis kollar, ağlamaklı, bıkkın hatta sinirli bir ifadeyle 1 tam sayfayı silmeye çalışanlar

    - sırt dik, hafifce yana eğilmis kafayla, soruya guvenli bir mesafeden bakarken, eldeki kaleme heyecan verici harketler yaptıranlar

    - öndekinin kağıdına bakmaya çalışırken, asistanin bakışını hissettigi anda, asistanin hareketi algılamaması icin vücudu kımıldatmayıp, gözlerini alakasiz yere çevirmesi sonucu çıkan garip vücut sekli (bkz: ölü taklidi yapmak)

  • beşiktaşlı değilim ama taraftarından mütevellit her zaman sempatim olmuştur.
    büyüklüğünü sorgulamaya gelince, bir tarafına sokmayacaksan büyük veya küçük olmasından sana ne kardeşim?

  • 6. kez olimpiyata katılmak ne demek önce ona bir bakalım;
    (bkz: 2012 londra olimpiyatları)
    (bkz: 2008 pekin olimpiyatları)
    (bkz: 2004 atina olimpiyatları)
    (bkz: 2000 sidney olimpiyatları)
    (bkz: 1996 atlanta olimpiyatları)
    (bkz: 1992 barselona olimpiyatları)

    2012-1992=20 yıl eder. yani demem o ki bu adam -hani profesyonel olmayan- 20 yıldır dünyada bu dalın en iyi 20-30 sporcusundan birisi. yok efendim survivor'a gitmiş, dans yarışmasına katılmış. arkadaş devlet bu adama ne yatırım yaptı biliyor musunuz da şampiyonluk istiyorsunuz? yanlış biliyorsam düzeltin ama 2500 dolar maaş veriliyor bu adama hazırlansın diye. şimdi bu adam bizim gibi gidip aquapark havuzunda yüzmeyecek herhalde hazırlanmak için. adama olimpik havuz lazım. e sen bizim vergilerimizle yapılan havuzda çalışması için bu adamdan havuz kirası alıyorsan bu işte bir acayiplik var. şunu unutmayın olimpiyatlarda şampiyon olmak öyle kolay bir şey değil. ciddi yatırım gerekir, ciddi paralar harcanmalıdır. neyse nasıl olsa bir çoğunuz anlamayacak. gerçi anlamayacak güruhun da bir çoğu bu adam 92'de barcelona olimpiyatlarında yüzerken portakalda vitamindi.

  • ne kadarı doğru ne kadarı yanlıştır bilmiyorum ama benim tanıdığım kadarıyla aslan kadını sevince gerçekten deli gibi sever. hani sevildiğine inanırsa bir de gurur dediğiniz şey falan çok arka plandadır. öyle çocuksu sever ki sürekli pohpohlar, karşısındakini şımartır ve mutlu etmek için etrafında pervane olabilir. aynı ilgiyi tabi ki karşısındaki insandan da bekler. ilişkide eşitlikten yana olduğu için veremeyeceği bir şeyi karşı taraftan da beklemek istemez. bu onun gururunu kırar. ya daha üstün ya eşit olmalıdır ilişkilerinde her zaman. sevdiği insana gerçekten iyi davranır. düzdür. düşündüğünü söyler bu nedenle anlaşılması o kadar zor değildir. düşündüğünü söylemiyorsa da düşüncelerinden tam emin olamadığı içindir o an. sevdiklerini ölümü pahasına korur. aptaldır bu konuda, gereksiz fedakarlıklar yapmaktan çekinmez. eli boldur. para onun için değerli olsa dahi sevdiği insan için bütün parasını gözünü kırpmadan harcayabilir.

    çoğu zaman kendini haklı görür çünkü her şey için haklı bir açıklaması vardır. kendi mantığına oturttuğu şey için mantıksız açıklamasını kabul etmez. başkalarının hayatlarına müdahaleci olabilir çünkü onları seviyordur ve onların iyiliğini istiyordur. onlar için en iyisini istiyordur. bu nedenle bazen kendisinden bezdirebilir insanları. bir tartışma içerisinde ise gerçekten çok tehlikeli olabilir, birden öfkelenebilir, ateşler saçarak şiddet içeren davranışlarda bulunabilir, hele ki sinirlendiren kişi karşısında gülüyor ve "sen sinirlensen nolur yea" davranışları içeriyor ise orayı kelime anlamıyla yıkar. kendi kafasında uzaktan kumandalı bomba planları yapmaya başlayıp karşıdaki kişinin soyunu yok etmeye karar verebilir. ama öfkesi geçtiğinde bunun uzun zahmetli bir iş olduğuna ve dahası öyle bir şey yapma durumda kendi hayatını sevmediği bir insan için zora sokma düşüncesinin saçma olması nedeniyle bu düşüncesinden vazgeçer. yani tembeldir, evet. bazen tembel olması cidden iyidir.

    kinci bir yapıları olduğu söylense de aslan kadınının öfkesi başladığı gibi çabuk biter. genel anlamda her zaman küçük meydan okumalardan hem hoşlanır hem sinir olur, her şeyi kazanmak ister, bir aslan kadına bak şuraya kadar kim daha hızlı koşacak deseniz ilgilenmiyor görünse de kazanacağına inanıyorsa topuklu ayakkabılarıyla koşmaya başlar, kaybedeceğine inanıyorsa neden kaybedeceğine dair detayları size sunar ve şartlar eşit olsa kazanacağını açıklar.

    kendisine yapılan kötü şeylerin çoğunda kendisine kötü davranılmasını nedensiz buldukları için yanlış anlaşılmaya kurban gittiklerine inanır. çünkü sevdikleri kimseye bilerek ve isteyerek üzmezler. sevmedikleri biri için bir duygu beslemediklerinden ve onlarla muhatap olmayı dahi zaman kaybı olarak gördüklerinden o insanlar için de kötü davranışlarda bulunmazlar. bu nedenle başlarına gelen kötü şeyler için öncelikle o insanı suçlamamayı yeğlerler. ama ki kasıtlı olarak kötü davranıldığını kabul ederlerse (ki nedenleri vardır böyle kabul etmek için) o zaman iyi niyetlerinin kötüye kullanıldığını düşünür gerçek birer düşmana dönüşürler. ancak kötü davranan kişiyi küçümser ve değersiz bulurlarsa tırnaklarını çıkarmaya gerek duymadan aslan uykularına devam ederler. bir yerde fare-aslan hikayesi gibidir. aslanların en kötü huylarından biri küçümsemektir evet.

    bunun dışında bir şeyi çok istiyorsa ama kaybetme olasılığı varsa, bir şeyi kaybetmiş olarak yaşayamacakları için hiç denememeyi yeğlerler. isteklerini kaybetmiş gibi görünseler de asıl olan, kendilerine güvenlerinin zedelenme olasılığı olduğu gerçeğidir. bu nedenle reddedileceğini düşündüğü birine açılması neredeyse imkansızdır.

    ellerinde olsa bütün dünyayı kurtarmak isterler.
    gene ellerinde olsa kendileri için köle çalıştırır bütün gün hizmet beklerler.

    gördüğünüz gibi bir yerde çelişkiler insanıdır. hep bir huzursuzluk, mutsuzluk vardır içlerinde. bu sanırım hayatı istedikleri gibi yaşıyor olmadığı içindir. mesela evereste tırmanmak istiyorsa, tırmanana kadar tırmanmadığı gerçeği onu rahatsız eder. bu anlamda takıntılıdır biraz.

    burada yazdıklarım ne kadar doğrudur ne kadar değildir bilmiyorum tabi. sonuçta burçlara inanma burçsuz da kalma insanıyım ben.

  • gençlerbirliği'nin 6 türk, 5 yabancı futbolcudan oluşan ilk 11 ile sahaya çıkacağı karşılaşmadır. olayın ilgi çeken tarafı ilk 11'deki 6 türk'ün tamamı gençlerbirliği altyapısındandır.

    (bkz: ahmet yılmaz çalık)
    (bkz: ramazan köse)
    (bkz: ahmet oğuz)
    (bkz: halil ibrahim pehlivan)
    (bkz: doğa kaya)
    (bkz: irfan can kahveci)

    bunun yanında yedek kulübesinde oturan 7 futbolcudan 2 tanesi yine gençlerbirliği altyapısındandır.

    (bkz: artun akçakın)
    (bkz: berat tosun)

    altyapımız yok yeeaa, türk futbolu ölüyor yaaee, fenerbahçe türkiye kupasında 19 yaşında adam oynattı ooouuvv diyen türk basınına haber niteliği taşımaktadır ama tabiki yine bir bok yazmayacaklardır.

    18 kişilik gençlerbirliği kadrosunda 7 tane u-21 futbolcu vardır bu da ayrıca not düşülsün.

    edit: gençlerbirliği'nin 5-0 kazandığı maçtır ayrıca

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.

  • trabzon --> gs'ye yatar, alt yapısı
    konya --> hasan kabze var, kesin yatar
    antep --> okan buruk başında, kesin yatar
    akhisar --> hamza'nın eski takımı, kesin yatar
    mersin --> servet var, eski takımı, kesin yatar
    kasımpaşa --> teknik direktörü sneijder'le aynı ülkenin vatandaşı, kesin yatar
    başakşehir --> batdal var, avcı zaten galatasaraylı, kesin yatar
    karabük --> furkan özçal var, emre güngör var, eski takımları kesin yatarlar
    balıkesir --> sercan yıldırım var, kesin yatar
    bursa --> serdar aziz gs'ye gitmek için kesin yatar
    kayseri erciyes --> necati var, kesin yatar
    eskişehir --> skibbe var, eski takımı, kesin yatar

    burada 3 büyükler hariç tüm takımlar için şikeci tayfa tarafından uydurulan bahaneleri derlemeye çalıştım. bunlara şimdi de "başkanı galatasaray'ın şampiyon olmasını isteyen takım" dedikleri gençleri de ekleyebilirsiniz. bu takımlar arasında sadece bir tanesi yok dikkat ettiyseniz. (bkz: sivasspor). onlara laf söylememişler. ama mecnun otyakmaz, korcan çelikay, ibrahim akın gibi şikeden dolayı içerde yatmış adamlar da bu takımda.

    tesadüf mü? değil.

  • base rate neglect olarak da geçer. öncelikle base rate nedir? hatta base nedir ordan başlayalım. base olasılık biliminde bir sınıfa tekabül eder. örneğin insanlar sınıfı, elmalar sınıfı gibi. base rate ise bu sınıflar içindeki bir şeyin olasılığıdır. örneğin insanlar sınıfı (temel sınıf) içindeki bir alt sınıf yeşil gözlü insanların oranı ya da elmalar sınıfı (temel sınıf) içindeki bir alt sınıf olan kırmızı elmaların oranı gibi. işte base rate fallacy ya da base rate neglect, bir temel ve alt sınıf arasında tanımlanmış spesifik bir şeyin olasılığının (örneğin kırmızı elmalarda kurt görülme olasılığı diğer elmalara göre 2 kat fazladır) ve base rate'in (yani kasadaki elmaların 10'da 1'i kırmızıdır) verildiği durumlarda kasadan rastgele seçilen bir elmada kurt çıktığı bilgisi verilip elmanın cinsi sorulduğunda beynimizin base rate'i görmezden gelerek elmanın kırmızı olması lehine tahmin yapmasıdır. oysa ki elmaların sadece 10'da 1'i kırmızıydı? (bkz: bayes teoremi)

    bu kaynakta geçtiği gibi daha ayrıntılı matematiksel ve sosyolojik etkisi olan harika bir örnek verilebilir:

    "bir h hastalığının homoseksüellerde heteroseksüllere göre 3 kat fazla görüldüğünü farz edelim. öyle ki h hastalığına sahip homoseksüellerin tüm homoseksüellere oranı, h hastalığına sahip heteroseksüllerin tüm heteroseksüllere oranının 3 katı olsun. bir de varsayın ki deniz isimli bir şahsiyete h hastalığı teşhisi konulduğunu düşünelim. deniz'in erkek mi yoksa kadın mı olduğuna dair elimizde hiçbir bilgi olmadığını kabul edelim. deniz'in homoseksüel olma olasılığı nedir?

    bu problemin doğru cevabını verebilmek için homoseksüellerin popülasyondaki oranını bilmek gerekiyor. diyelim ki popülasyonda 100 kişi var ve her 10 kişiden 1'i homoseksüel olsun; yani 90 heteroseksüel, 10 homoseksüel kişi içeren bir popülasyon (bu tabiki gerçekçi bir oran olmayabilir ama amacımız ön yargımızı kanıtlayacak bir örnek tasarlamak). ve yine tutun ki bu 10 homoseksüelden 3'ü h hastalığından müzdarip, yani h hastalığı, homoseksüellerde %30 oranında görülüyor. yukarda anlattığımız gibi h hastalığının heteroseksüellerde görülme olasılığı homoseksüllerde görülme olasılığının 3'te 1'i olarak alırsak bu %10'a karşılık gelir ve 90 heteroseksüel arasından 9'unun h hastası olduğuna geliriz. sonuç olarak, popülasyonumuzda 3'ü homoseksüel, 9'u heteroseksüel olmak üzere toplam h hastası sayısı 12 olur. bizim deniz hakkında tek bildiğimiz onun bir h hastası olmasıydı yani deniz o şanssız 12 kişiden biri. bu yüzden deniz'in homoseksüel olma olasılığı 12'de 3 yani %25.

    eğer siz de birçok insan gibiyseniz, deniz'in homoseksüel olma olasılığını %25'ten büyük olarak değerlendirmişsinizdir. hatta eğer %75 demişseniz hesabınızı hastalığın homoseksüellerde görülme olasılığının 3 kat daha fazla olması bilgisine dayanarak yapmışsınızdır. bunu yaparken homoseksüelliğin toplumdaki temel oranını (base rate) göz ardı ettiniz. bu oran hakkında tam bir bilgiye sahip olmayabilirdiniz fakat toplumda homoseksüellik oranının düşük olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. işte bu yüzdendir ki, homoseksüellerde h hastalığının görülme olasılığının 3 kat fazla olmasına rağmen rastgele seçilen ve h hastası bir insanın heteroseksüel olma olasılığı daha yüksektir çünkü basitçe heteroseksüeller toplumda sayıca aşırı çoğunluktur."

  • sozluge yazmayali 2 ay olmus ondan once de belki 1 sene olmustur. hala okuyorum arada gordugum yanlis bilgi varsa mesaj atiyorum.

    bugun debeye giren ataturk hakkinda bir entry vardi. bilmeyenler varsa numarasi burada ##64008141

    uzmanligim oldugu icin haiti baskani hakkinda yazdigi kismi duzeltmek icin mesaj attim yazar sahibine. kisaca haitide yasadim bu bilgi dogru degil diye bir sey yazdim. yazarin verdigi cevap baskanin yaveri miydin, cok bilmis gibi bir sey.

    zamaninda che guevara icin oldugunde cantasindan nutuk cikti diye bir yalan dolaniyordu. zamaninda ataturkun bir fotogragi icin bu fotografta 50 baskan 30 kral var bir tek o dikkat cekiyor diye bir yanlis bilgi daha vardi. hala arada goruyorum bunlari yapmayin etmeyin zaten ataturk'un buna ihtiyaci yok diye mesaj atiyorum. bence bunlar kasitli olarak itibar dusurmek icin yapiliyor.

    haiti konusuna gelince eski baskanlarin olum dogum tarihleri burada yaziyor. zaten 96da olen yok hayir olse bile bu adamlarin mezarlarinda boyle bir sey yazdigina dair tek kanit getirin gidip mezarin fotografini cekip geleyim.

    https://en.wikipedia.org/…f_heads_of_state_of_haiti

    bu tip hareketlerin tayyip konyada uzay ussu kurdu diyen adamlarin yaptigindan farki yok. 30 sene sonra putinin son sozleri beni tayyipin yanina gomun diye bir bilgi cikarsa bunlari hatirlayin. ataturk'un yaptiklarinin yaninda haiti baskanlarinin ( bu adamlarin alayi bos belestir ulkenin en fakir 4. ulke olmasinda hepsinin tek tek katkisi vardir ) sozlerinin hic onemi yok. bunlarin takdirine ihtiyaci da yok.

    son olarak debeye girince kendini nobel odulu almis sanan yazar lafim sana. sen ataturkun yaveri miydi ? yalan bilgileri copy paste yapip bir taraftan da seni duzgunce uyaranlara laf atiyorsun. huloooog secmeninde farkin yok sadece safin farkli.

    #64013707 soyle bir entry var diger yanlis bilgililer icin yine tek mactan yatan adam bilgilendirdi. eksi seyleri suzme bilgilerin oldugu bir yer saniyordum. anladigim kadariyla, en begenilen entrylerin arasindan ilgi cekenlerin koyuldugu bir yermis.